/>
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, parti grup toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Hamas terör örgütü değildir” sözlerine tepki gösterdi. Akşener, “Yapman gereken Hamas’ın iletişim başkanı gibi değil, yüz yılını devirmiş büyük Türk devletinin Cumhurbaşkanı gibi davranmaktır” ifadelerini kullandı.
İyi Parti grup toplantısında Genel Başkan Meral Akşener önemli açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Hamas terör örgütü değildir” sözlerine tepki gösteren Akşener, “Filistin’in meşru bir hükümeti varken sen neden Hamas’ı Filistinlilerin tek meşru temsilcisi görüyorsun? Yapman gereken Hamas’ın iletişim başkanı gibi değil, yüz yılını devirmiş büyük Türk devletinin Cumhurbaşkanı gibi davranmaktır.” dedi.
“BERABERLİĞİMİZİN SÜRECEĞİNE YÜREKTEN İNANIYORUM”
Akşener, açıklamalarının devamında şu ifadeleri kullandı: “Memleketimizin, dört bir yanında Cumhuriyetimizin, 100’üncü yılını, büyük bir coşkuyla kutladık. Eşit, şerefli ve müreffeh bir yaşamın anahtarı olan, Cumhuriyetimizin Türk milletinin, birleştirici gücü olduğunu, bir kez daha hatırladık. Geçtiğimiz pazar günü de, gördük ki bir olduğumuzda, ne kadar güzeliz. Bir sevinci, beraber paylaşırken, nasıl da mutluyuz. Ortak bir değerimizde buluşurken, nasıl da gururluyuz. Sokakları, dükkânları, evleri kaplayan, Türk bayraklarının o muhteşem manzarası karşısında, nasıl da umut doluyuz. Asırlara meydan okuyan, bu beraberliğimizin tüm engellere rağmen, ilelebet devam edeceğine, yürekten inanıyorum.
“BU YÜZYILIN BAŞ PSİKOPATI NETANYAHU’DUR”
İşte Filistin’de yaşananları görüyoruz. Bizim kadar kısmetli olmayan, mazlum milletlerin, ne acılar çektiğine, özellikle son dönemde, tüm çıplaklığıyla, şahit oluyoruz. Gazze’de yaşanan, Netanyahu terörü, hız kesmeden, devam ediyor. Her geçen gün, yüzlerce çocuk, vicdansızca atılan bombaların hedefinde, can vermeye devam ediyor. Ne yazık ki, her yüzyılda İnsanlığın başına bela olmuş, birkaç psikopat çıkıyor. İçinde bulunduğumuz yüzyılın, baş psikopatı da, hiç şüphesiz ki, Netanyahu’dur.
“HAMAS İSRAİL’E BİR BAHANE HEDİYE ETTİ”
Umuyorum ki Netanyahu son olsun. Umuyorum ki bu teröristin eylemleri, bir an önce son bulsun. Savaş tarihi, bize göstermiştir ki bugüne kadar, büyük savaşlar her seferinde, bir kumpas ve kışkırtmayla tetiklenmiştir. Çünkü bir toplumu, topyekûn bir savaşa ikna etmek için, en elverişli yol toplumdaki, intikam ve korku duygularını tetiklemektir. İşte Hamas’ın, terör saldırısı da İsrail toplumuna, korku saldığı gibi Netanyahu’ya da, gözü dönmüş gaddarlığını sergileyeceği bir bahaneyi, hediye etmiştir. Hamas’ın, sivilleri katleden eylemleri Filistin’in, uluslararası hukuktan doğan, haklarını gölgelemiş Netanyahu’nun, kirli ajandasına hizmet ederek en büyük darbeyi, Filistin halkına vurmuştur.
“DİRENİŞ SÖZCÜLÜĞÜNÜ HAMAS’A DEVRETMEK NETANYAHU’YA HİZMETTİR”
Hamas’ı, Filistin’i temsil eden, meşru bir siyasi yapı olarak tanımlamak Filistin hükûmetini, yok saymaktır. Hamas’ı, Filistin’in yegâne temsilcisi görmek, Filistinli sivilleri, dünyaya terörist olarak göstermeyi hedefleyen, Netanyahu’nun, insanlık dışı tezlerine dolaylı destek vermektir. Elbette ki topraklarını, İsrail işgaline karşı savunmak Filistinlilerin, en doğal hakkıdır. Ancak, bu haklı direnişin sözcülüğünü, Hamas’a devretmek Filistin’e değil, Netanyahu’ya yapılan bir hizmettir. Ve Netanyahu’ya hizmet eden, bir dış politika da barışı getirmeyeceği gibi hiçbir çocuğun, hiçbir kadının ve hiçbir sivilin, canını kurtarmayacaktır. Bu saldırı Netanyahu’nın toplumsal desteğinin eridiği bir dönemde gerçekleşti. Kalıcı barıştan yana bir tavrın İsrail’de iktidara gelmesinden hemen öncesinde gerçekleşti. İsrail halkı bugün Netanyahu’nun saldırıya göz yumduğunu konuşuyor.
“SEN HAMAS’I NİYE SAVUNUYORSUN SAYIN ERDOĞAN?”
Hatta Netanyahu’nun bu saldırıyı bizzat organize etmiş olabileceğini bile konuşuyor. Ama Sayın Erdoğan hâlâ Hamas’ı savunuyor, gerçekleri söylediğimiz için bize kızıyor. Biz Hamas’ın ne olduğunu bilmiyormuşuz. Biz tarihi senin gibi yarım akıllı fesli meczuplardan öğrenmedik. Dış politikayı da romantik saray danışmanlarından öğrenmedik. Sen onun bunun elinde savrulmaya alışık olabilirsin ama beni kendinle karıştırma. Sayın Erdoğan sen sözde Kürdistan’ın bir parçasını Türkiye’de gördüğün Hamas’ı neden savunuyorsun? Filistin’in meşru bir hükümeti varken sen neden Hamas’ı Filistinlilerin tek meşru temsilcisi görüyorsun? Çocukları, kadınları öldürmenin mücahitlikle ne ilgisi var? Amacın ne Sayın Erdoğan? Netanyahu terörüne zemin kazandırmak mı istiyorsun? Sorumsuzca yaptığın açıklamalarla Netanyahu’nun değirmenine su taşıyorsun.
“GENÇLERİMİZ HAKLARINI ARAMAYA BAŞLADI”
Biliyorsunuz, geçtiğimiz hafta, yüreğimizi yakan bir olay yaşadık. Zeren Ertaş kızımız Aydın’da, bir KYK yurdunda bakımı ihmal edilen asansörde sıkışarak hayatını kaybetti. Öğrencilerin, birçok kez yurt yönetimine, şikâyet etmelerine rağmen hiçbir önlem alınmamış. Henüz 22 yaşında, daha hayatının baharındaki Zeren’i bir kazaya değil bir şuursuzluğa, ciddiyetsizliğe, niteliksizliğe, kurban verdik. Yüce Allah, ailesine ve sevenlerine, sabr-ı cemil ihsan eylesin. Mekânı cennet olsun. KYK yurtlarındaki ihmaller, iş bilmezlik ve niteliksizlik artık çocuklarımızı, canından ediyor. Zeren’in acısı, tüm Türkiye’nin yüreğine, kor gibi düşerken ‘Ölmek istemiyoruz, nitelikli yurt hakkımızdır’ diyen, binlerce gencimiz de, hakkını aramaya başladı.
ENGİN-DİLAN POLAT GÖNDERMESİ YAPTI
Gençlerimizi, artık bir rezillik boyutuna ulaşan, yurt sorunuyla, yalnız bırakamayız, bırakmayacağız. Cumhuriyet vizyonumuzun, en büyük değer olarak gördüğü gençlerimizi böylesi bir çaresizliğe, terk etmeyeceğiz. Her biri Dilan Polat, Engin Polat’a dönmüş çocuklar, bir yandan da KYK yurtlarında yemeklerinde solucan çıkan, sürekli ekmek ağırlıklı beslenen çocuklar. Bunlar Gayretullaha dokunur. Allah bunları kursağından getirir, bunlara sebep olanları kahrı perişan eyler. Allah’ım nasip et, bunların kursaklarından bu haram lokmayı almayı bize nasip et Allah’ım.”