/>
Diyarbakır’da “Şeyh Said Bulvarı” ismi tartışması sonucunda İYİ Parti İstanbul Milletvekili Mehmet Salim Ensarioğlu ve Diyarbakır İl Başkanı’nın da aralarında bulunduğu toplam 12 bin 750 partili istifa etti. Şeyh Said ile ilgili başlayan tartışmalar devam ederken Star Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Nuh Albayrak da idama giden süreci kaleme aldı.
Diyarbakır’da bir bulvara verilmek istenen “Şeyh Said Bulvarı” ismine destek veren İstanbul Milletvekili Mehmet Salim Ensarioğlu hakkında disiplin süreci başlatılmış; bunun sonucunda Ensarioğlu, İyi Parti‘den istifa etmişti. Ensarioğlu’na destek veren Diyarbakır İl Başkanı Vecdin Ensarioğlu ve 17 ilçe başkanı dahil toplam 12 bin 750 partili istifa ederken Star Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Nuh Albayrak da köşesinde son günlerin en tartışmalı konusuna yer verdi.
TARTIŞMA, BİR BULVARA ŞEYH SAİD İSMİNİN VERİLMEK İSTEMESİYLE BAŞLADI
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin kentteki bir bulvara Şeyh Said isminin verilmesiyle ilgili başlayan tartışmalar İyi Parti‘ye de sıçradı. İYİ Parti İstanbul Milletvekili Mehmet Salim Ensarioğlu konuyla ilgili sosyal medya hesabından açıklamada bulundu. Ensarioğlu, “Son günlerde Diyarbakır’da bir bulvara bölgemizin en önemli değerlerinden Şeyh Said efendinin isminin verilmesi üzerinden başlayan tartışmalarda bölgenin toplumsal ve dini değerlerinden birine dönüşen Şeyh Said’e yönelik ithamları şiddetle reddediyorum. Bu tür ithamları ifade edenler toplumsal kutuplaşmayı derinleştirmek dışında herhangi bir amaca hizmet etmeyenlerdir.” dedi.
ŞEYH SAİD GERGİNLİĞİ İYİ PARTİ’DE İSTİFA GETİRDİ
Bu açıklamalar sonrası İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu, Şeyh Said açıklamaları nedeniyle Ensarioğlu hakkında disiplin süreci başlatıldığını duyurdu. Gelişmeler sonrası İstanbul Milletvekili Mehmet Salim Ensarioğlu, İYİ Parti’den istifa ettiğini açıkladı.
ŞEYH SAİD’İ İDAMA GÖTÜREN SÜREÇTE NELER OLDU?
Star Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Nuh Albayrak da köşesinde son günlerin en tartışmalı konusuna yer verdi. Albayrak şu ifadeleri kullandı:
“Lozan’da verilen büyük tavizlerden sonra Anadolu’da başlayan rahatsızlık, Hilafetin kaldırılmasıyla zirve yapmıştı. Zira Hilafet; Kürtler başta olmak üzere Arap, Çerkes, Abhaz, Gürcü, Laz, Boşnak, Arnavut; bütün Müslümanları birleştiriyordu. 22 mebus, 17 Kasım 1924 tarihinde Halk Fırkası’ndan ayrılarak “Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası”nı (TCF) kurmuştu. İlk muhalefet partisi, Anadolu’daki huzursuzluğu cesaretlendirmişti. İşte bu dönemde (13 Şubat 1925) başlayan Şeyh Said kıyamı, Hilafetin kaldırılmasına; yani “devlet bağı”nın koparılmasına yönelik bir tepkiydi. “Kürt devleti kuracak” denilen Şeyh Said, “Hamdolsun hepimiz Müslümanız. Kürt-Türk yoktur” demişti.
İsyanın 20. günü olan 3 Mart’ta, Başvekil Fethi Bey’e “İstifa et” talimatı verilmiş ve “Başvekil” tayin edilen İsmet Paşa 4 Mart günü, “Hadiseleri süratle durdurup devlet otoritesini sağlayacağız” şeklinde özetlenebilecek hükümet programını Meclis’e sunmuş ve güvenoyu almıştı. İsmet Paşa, ilk önemli adımı hemen o gün atarak “Sansür Kanunu” diye bilinen “Tahrir-i Sükun”u TBMM’den çıkarmıştı! İkinci önemli tedbir(!) olarak da, “Harekât-ı Askeriye mıntıkasında ve Ankara’da birer İstiklâl Mahkemesi teşkil edilmesini” istemişti.
İstiklal Mahkemesi sayesinde irticacı bir parti olduğu tespit edilen TCF, parti programındaki “Fırka efkâr ve itikadât-ı diniyeye hürmetkârdır” ilkesi, “Vatana İhanet” kapsamına alınarak 3 Haziran 1925 tarihinde kapatılmıştı. Diyarbakır Şark İstiklâl Mahkemesi de boş durmamıştı! Şeyh Said’in, “Bütün ırkları kardeş yapan dinimizle uğraşmayın” şeklindeki “birleştirici” talebini, “Ayrılıkçı” ambalajına sararak “ölüm” yağdırmış, Şeyh Said ve 46 arkadaşı idam edilmişti!”