/>
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin, “Kadın cinayetlerinde verilen ceza en ağır ceza ağırlaştırılmış müebbet. Eskiden bunun karşılığı idamdı. Bana göre suçu ispat edilenin cezası idam olmalı. Hamile kadını sayısız bıçak darbesi ile katleden bir insana ağırlaştırılmış hapis yerine, idam olmalı. Ağırlaştırılmış müebbet caydırıcı olmuyor” diye konuştu. Can Atalay dosyasına ilişkin de değerlendirmede bulunan Şahin, “İtiraz gelmediği takdirde biz dosyayı mahalline göndereceğiz” dedi.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin katıldığı televizyon programında kadın cinayetlerinin cezasının idam olması gerektiğini savunarak “Kadın cinayetlerinde verilen ceza en ağır ceza ağırlaştırılmış müebbet. Eskiden bunun karşılığı idamdı. Bana göre suçu ispat edilenin cezası idam olmalı. Bazı suçlarda idam olmalı” dedi.
YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI’NDAN CAN ATALAY AÇIKLAMASI
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin dosyayı gönderdiği Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Can Atalay hakkındaki hak ihlali kararını görüştü. Daire 3 Ocak’ta açıkladığı kararda, “AYM’nin hak ihlali kararının hukuki değeri yok” diyerek, karara uyulmamasını kararlaştırıldı. Davaya ilişkin CNN TÜRK yayınında konuşan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin, “Dosya 3 ceza karar verdi, bize gönderdi. Dosya şu an bizde. İtiraz gelmediği takdirde biz dosyayı mahalline göndereceğiz.” ifadelerini kullandı.
“KADIN CİNAYETLERİNDE SUÇU İSPAT EDİLENİN CEZASI İDAM OLMALI”
Şahin, aynı yayında kadın cinayetlerinin cezasının idam olması gerektiğini de savunarak “Kadın cinayetlerinde verilen ceza en ağır ceza ağırlaştırılmış müebbet. Eskiden bunun karşılığı idamdı. Bana göre suçu ispat edilenin cezası idam olmalı. Bazı suçlarda idam olmalı. Hamile kadını sayısız bıçak darbesi ile katleden bir insana ağırlaştırılmış hapis yerine, idam olmalı. Ağırlaştırılmış müebbet caydırıcı olmuyor.” dedi.
Can Atalay.
DAVANIN GEÇMİŞİ
28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi’nde TİP Hatay milletvekili seçilen Can Atalay’ın avukatları, “müvekkillerinin milletvekili seçilmesi nedeniyle hakkındaki yargılamanın durması ve tahliye edilmesi” talebiyle Yargıtaya başvurmuştu. Yargıtayın talebi reddetmesi üzerine Atalay, Anayasa Mahkemesine bireysel başvurusunda bulunmuş, mahkeme de “seçilme ve siyasi faaliyette bulunma” ile “kişi hürriyeti ve güvenliği” haklarının ihlal edildiğine ve Atalay’ın yeniden yargılanarak tahliyesine karar verilmesine hükmetmişti. Anayasa Mahkemesince Atalay’ın yeniden yargılanması ve tahliyesi istemiyle yerel mahkemeye gönderilen dosya, yerel mahkemece karar verilmeden Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne iletilmiş, söz konusu ceza dairesi ihlal kararına uymamıştı.
İKİNCİ KEZ HAK İHLALİ KARARI VERİLMİŞTİ
Atalay’ın avukatları, Gezi Parkı davası kapsamında 18 yıl hapse mahkum edilen Atalay hakkında Anayasa Mahkemesinin verdiği ihlal kararına uyulmaması nedeniyle ikinci kez başvuruda bulunmuştu. Başvuruda, “Anayasa Mahkemesinin ihlal kararının gereğinin yerine getirilmemesi nedeniyle seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkının, mahkumiyet hükmünün infazına devam edilmesi nedeniyle de kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği” söylenmişti. AYM ise Atalay hakkında ikinci kez hak ihlali kararı vermişti.
DOSYA İKİNCİ KEZ YARGITAY’A GÖNDERİLMİŞTİ
AYM’nin ‘hak ihlali’ kararına rağmen tahliye edilmeyen Can Atalay’ın dosyası, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Yargıtay’a gönderilmişti. Yargıtay, “Anayasa Mahkemesi’nin ikinci ihlal kararının hukuki değeri olmadığına ve karara uyulmamasına” karar vermişti.