/>
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, ertelenen Süper Kupa maçıyla çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Polislerin soyunma odasını bastığını ifade eden Koç, “Normalde soyunma odasına kimse giremez. Polisler girip Yurtta sulh cihanda sulh ve Ne mutlu Türküm diyene yazılı pankartlara el koydu” dedi.
Habertürk TV’ye katılan Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, Galatasaray’la birlikte maça çıkmama kararı aldıkları Süper Kupa mücadelesinden önce ve sonra neler yaşandığını anlattı.
“POLİSLER SOYUNMA ODASINA GİRDİ”
Polisler tarafından soyunma odalarının basıldığını ifade eden Koç, “Dursun bey ile ‘takımlarımız sahaya bu ısınma tişörtleriyle çıksınlar, bir sıkıntı olursa oynamayalım’ dedik ancak sonra stattaki federasyon yetkililerinden garip mesajlar gelmeye başladı. Polisler soyunma odasına girdi. Normalde soyunma odasına kimse giremez. Polisler girip Yurtta sulh cihanda sulh ve Ne mutlu Türküm diyene yazılı pankartlara el koydu” şeklinde konuştu.
Ali Koç’un açıklamalarından öne çıkanlar şöyle;
“Kesinlikle konuşmayı düşünmüyorduk ama konuşmak zorunda bırakıldık. Çok fazla dezenformasyon ve masumane, art niyetle bilgi kirliliği oldu. Konu siyasi malzeme yapıldı. Odağından çıkıp yanlış yerlere gitti. Yaşanan süreçten bu yana bütün olayın Fenerbahçe ve şahsımın etrafında döndürülmesi, iftiralar, yalanlar belli bir merkezden düğmeye basılarak yapılmış müthiş bir iletişim operasyonuyla karşı karşıya kaldık.
“PROTOKOL BİZDE YOK, FEDERASYON’DAN İSTEDİK”
“Protokol bizde yok. Biz federasyonumuza hafta içinde bir mektup yazdık, protokolü rica ettik. Sadece protokolü değil maç gününe kadar olan kriz sürecinde yazışmaları da rica ettik. Bizimle federasyon arasında yapılmış hiçbir anlaşma yok. Sürecin çok amatörce yürütüldüğü konulardan bir tanesi bu. Bizim de talep aklımıza gelmedi, doğruya doğru konuşalım.
“BİZ SÖZLEŞMEYİ GÖRMEDİK”
‘Suudi Arabistan’da nasıl davranmalısın, sokakta bağırmamalısın’ diye taraftara yönelik bilgilendirme yapıldı. Kulüplerimize yönelik ‘şöyle protokol var, bunlara izin veriyor, vermiyor’ diye bir şey söz konusu değil. Taraftarlara yapılan kuralları iki kulüp de sitesine koydu. Ama kulüplere gelen hiçbir bilgilendirme yok. Burada 11 maddelik tamamen organizasyonla ilgili belge var. Tek imzaladığımız bu. Etrafta kabul edilen protokol, sözleşme, vekalet bunların hiçbirisi yok. TFF’de bir protokol var ama biz bilmiyoruz. İstedik, ‘gizlidir veremeyiz, gelin gösterelim’ dendi. Bize cevap geldi. İki kulübün de yakından uzaktan sözleşmeyle ilgili hiçbir şey bilmediğini görüyoruz. Cevapta kısaca ‘gizlilik vardır, bunu paylaşamayız, çok arzu ediyorsanız, hukukçu yollayın size gösterelim’ deniyor.
Yaz aylarında sayın Başkanla konuşurken ‘Süper Kupa ne olacak?’ demiştim. Kendisi bana yurt dışında oynatmayı düşündüklerini Almanya, İngiltere, Azerbaycan, Katar ve Suudi Arabistan’ı söyledi. Şahsen Almanya’nın çok iyi fikir olduğunu düşündüm. Orada yaşayan vatandaşlarımız, pek de Almanların izin vereceğini tahmin etmiyordum. Nitekim de öyle oldu. Sonra en iyi teklif Suudi Arabistan’dan geldi. Bütün dünyanın gözü Suudi Arabistan’da. Müthiş yatırımlar yapılıyor. Dünya Kupası’na talipler, alacaklar. Müthiş futbolla ilgili enerji, dinamizm, heyecan var.
“KARARIN HATALI OLDUĞUNU GÖRDÜK”
Futbol açısından o dönemde herhangi bir 100. yıl hassasiyeti yok. Almanya olmayacaksa Suudi Arabistan’ın uygun olacağını düşündük. Bize böyle söylendi, biz de ‘doğru olur’ dedik. 100. yıl özelinde hatalı düşünce olduğunu gördük. Özellikle bunu isteme sebeplerimizden biri, Fenerbahçe olarak özellikle iki sebeple ısrar ettik Suudi Arabistan’da oynanmasına. Biri, maç takviminin cilvesi diyelim, 5 gün önce Fenerbahçe-Galatasaray derbisi olacaktı. Yıllardır biz taraftar götürmüyoruz. İstanbul’da maçta ne cereyan edecek o da belli değil. Gergin tansiyonu düşünerek Olimpiyat Stadı’nda 40 bin Fenerli, 40 bin Galatasaraylı olarak sıkıntı olabileceğini düşündük. Hatta Federasyon Başkanı ‘Atatürk Olimpiyat Stadı’nda oynayamayız’ dedi. Yurt dışında oynanırsa yabancı hakem kadrosu ihtimalinin yüksek olabileceğini söyledik. Federasyonumuz sıcak baktı, rakibimiz sıcak bakmadı. Onu sonra öğrendik.
İSTİKLAL MARŞI KRİZİ NASIL ORTAYA ÇIKTI?
Parla Marşı iptal edilince sanki İstiklal Marşı iptal edilmiş gibi anlaşıldı. Fenerbahçe tişörtle ısınmaya çıkacak. Sanki biz son dakika formayı değiştiriyormuş gibi intiba yarattılar, bilerek ya da bilmeyerek. Federasyon yetkilisi buna üst düzeyde karar verilecek diyor. Kesip atılmıyor. Ertesi gün oluyor biz hala bilet peşindeyiz. Federasyon yetkililerini arıyoruz. Bir loca daha alabilir miyiz diye. Ben A Spor’a röportaj veriyorum. Barış olsun dünyada, insanlık kazansın diyorum.
“PANKART VE TİŞÖRT İÇİN CEVAP ALAMADIK”
Ben Fenerbahçe adına konuşabilirim. Futbolda teamüller var. TFF liderliğinde olan bir organizasyon bu. Aynen lig, kupa maçları gibi. Maç haftası varsa pankart, tişört sahaya çıkacağınızda onlar size cevap verir. AÇEV, LÖSEV, şehitlerle ilgili mesajları veririz cevap gelir. Hatta maç günü bile oldu. En son derbi maçında şehitlerimiz oldu. Allah bir tane bile şehit göstermesin. Tişörtle çıkmak istediğimizi söyledik onayı aldık. Biz Çarşamba günü sabah yazı yazdık. Dedik ki ‘ısınmaya bu tişörtle ve bu pankartla çıkacağız’. Cevap alamadık. Ertesi gün uçağa binerken bir daha sorduk.
Savaşa dikkat çeken bir şeydi. Ondan evvel Ukrayna-Rusya savaşında da aynı pankartı kullandık. Barıştan bahsediyoruz. Yerel otoritenin buna hassasiyet göstermesi lazım. ‘Yurtta Sulh Cihanda Sulh’ Atamızın etkileyici bir sözü. Ama bu pankart üzerinde ısrar etmedik. Zaten federasyonumuz bize iki tane resmi yazı yazdı. Şu pankartla çıkacaksınız diye. Federasyonun yazdığı bize ilk gelen yazı 14 Aralık’ta geldi. Bu maça çıkacağımız pankart resmi bir yazıyla geldi. ‘Şanlı Cumhuriyetimizin 100. Yılı Kutlu olsun pankartıyla çıkacaklardır’ diye yazı.
28’inde yanılmıyorsam bir yazı daha geldi. O da şehitlerimizle ilgili pankart. ’18 Aralık’ta beyaz renkli tişörtleri planlamaktayız, sizler için uygun ise göreceğiniz formayı çocuklara hediye edeceğiz’ dendi. Çocuklarımız sahaya önde 100. yıl logomuz arkada Atamızın sloganıyla çıkacaktı. Bize diyorlar ya sözleşmenin dışında hareket edemezsin demek ki son dakika şehitlerimizle ilgili pankart kabul edilmiş.
27 Aralık’ta gönderiyoruz yazımızı. Cevap gelmedi. Üstüne gittik. Federasyon ‘Dışişlerinden cevap bekliyoruz’ dedi. Uçağa bindik, bir daha sorduk. Orasını çözemedik.
“MAÇA SAATLER KALA ÖĞRENDİK”
Bizim son dakika dayatmamız sözkonusu değil. Her şey normal seyrinde devam ediyor diye biliyoruz. Bize bir kere deseler şu, şu, Suudi tarafından kabul edilmiyor. Ona göre organize oluruz veya orada maçı oynamayız. Biz bunu maça saatler kala öğrendik. Veya sıkıntının farkında oraya gider çözeriz, maçı oynarız düşüncesi bende olası. Cuma günü pankart bastırdılar. Her şey önceden planlanmışsa niye ihtiyaç var. Yine bize yazıyla gelen çocuklarımızın çıkacağı tişörtün programdan kaldırıldığını öğrendik. Üç ‘Parla’ şarkısı, Norm Ender değerli rapçimiz. Çok tutuldu, çok sevildi. Federasyon organizasyona bunu da ekledi. Sonra Allah’ın işi, o gün televizyon kanalına demeç veriyor Norm Ender, ‘Parla marşını söyleyeceğim’ diyor. Suudi Arabistan’a indik. Her şey yolunda. Otellerimize geçtik. Benim ve Selahattin Bey’in Suudi işadamlarıyla yemeğimiz vardı. Ekstra bilet ve loca peşindeyiz. Bize çok sınırlı bilet verildi çünkü.
O toplantıda genelde kulüplerin profesyonelleri, stattan, akretidatasyondan sorumlu ekip ve federasyon ekibi ve Suudiler var. Fakat orada ilk defa bizim pankartımızın, ısınma tişörtlerimizin kabul edilemeyeceği ifade ediliyor Suudi yetkililer tarafından. İstiklal Marşı Suudi Arabistan milli marşı orada gündeme geliyor.
“CUMHURBAŞKANI’NIN ADI GEÇMEDİ”
Benim katıldığım hiçbir toplantıda veya gördüğüm hiçbir yazışmada veya arkadaşlarımın katıldığı toplantılarda hiçbir şekilde Cumhurbaşkanı’nın adı geçmedi.
SÜPER KUPA NEREDEVE NE ZAMAN OYNANACAK?
Bu maçı oynayacağız. Federasyonumuz nerede karar verirse oynarız. ‘Ocak ayında oynarız’ deniyor ama imkanı yok. ‘Samsun veya Ankara’ deniyor. Biz nerede denirse orada oynayacağız. Ocak ayında oynayalım derlerse hayır diyeceğiz.
FENERBAHÇE’DE YENİDEN ADAY OLACAK MI?
Aday olmayı düşünmüyorum ama ‘asla asla’ dememeyi de öğrendim.
“FEDERASYON BAŞKANI İSTİFA ETMELİ”
En büyük destekçisiydim ama federasyon başkanı istifa etmeli.”