Tarzım, Karakterimin Sessiz Yansıması” – Suna Erdal ile Güç, Stil ve Renkler
İş yaşamı kadar stiliyle de dikkat çeken Suna Erdal, sade ama etkileyici tarzını güçlü karakteriyle harmanlıyor. Onu sadece “şık” kelimesiyle tanımlamak mümkün değil; çünkü her kıyafeti, her kombin tercihi aslında çok daha derin bir mesaj taşıyor.
Kendisiyle hem stilini hem de bu duruşun ardındaki ruhu konuştuk.
▪ Tarzınızı nasıl tanımlarsınız?
“Benim için tarz, karakterimin sessiz bir yansıması. Ne giydiğimden çok, nasıl hissettirdiği önemli. Sade gibi görünen bir kombin bile duruşunuzu gösterebilir.
Renkleri, kesimleri ve dokuları bilinçli seçiyorum. Her sabah sadece ‘ne giyeceğim’ diye değil, ‘bugün neyi yansıtmak istiyorum’ diye düşünüyorum.”
▪ Kombinlerinizde en sık tercih ettiğiniz renkler hangileri?
“Krem, kahve ve bej tonları vazgeçilmezim. Bu renklerin bana verdiği huzuru ve dengeyi seviyorum. Siyahın gücünü, beyazın sadeliğini, lacivertin ciddiyetini de zaman zaman katıyorum. Her rengin bir dili var; ben bu dili ruh halime göre
kullanıyorum.”
▪ Sizi güçlü bir kadın yapan şey nedir?
“Duygularımın farkında olmam ve onları bastırmak yerine yönetmeyi seçmem. Bu hayatta net olmaktan yanayım. Ne giyiyorsam onu taşıyabilmek, ne söylüyorsam onun arkasında durmak isterim. Stil de buna dahil; bir elbise güçlü gösterebilir ama o gücü hissettiremiyorsa eksiktir.”
▪ Sizi takip eden kadınlara bir stil tavsiyesi verir misiniz?
“Kendinize ait bir duruş oluşturun. Modayı takip edin ama onun peşinden
sürüklenmeyin. Kendinize iyi gelen renkleri, kesimleri bulun. Ve en önemlisi: negiyerseniz giyin, içinde ‘ben buradayım’ diyebilin.”
Suna Erdal, sadece kıyafet değil, kendini tanıma yolculuğunu da kombinlerine yansıtan bir kadın. Onun tarzında gösteriş yok ama öz var. Cesaret var. Duruş var.