/>
Samet Fırat Özkaş
Samet Fırat Özkaş Barış Ve Dostluk Mesajı
Televizyonlarda, haberlerde neredeyse her gün yaralama, cinayet, kavga, savaş haberleri izliyor veya okuyoruz. Bu haberleri gördükçe de kendimizi ‘’Bu insanlık nereye gidiyor?’’ demekten alıkoyamıyoruz. Sahi, bu insanlık nereye gidiyor? İnsanlar neden bu kadar acımasız? Bir insan başka bir insanı gözü kırpmadan nasıl öldürebilir?
Biz, yanlışlıkla bir karıncayı ezdiğimizde bile bir vicdan sızısı yaşarken, başka insanlar bir ana evladını hiçbir vicdan azabı çekmeden canice öldürebiliyor ve bunu anlatırken de kahkahalar atabiliyor. İnsan düşünüyor. Bu adamı kim yetiştirdi? Nasıl bir anne, nasıl bir baba büyüttü bunu? Hiç mi terbiye vermedi, ahlakı hiç mi öğretmedi; şefkatten, merhametten hiç mi bahsetmedi?
Savaşlar, ölümler artık normal kabul ediliyor. Yanı başımızda bir devlet katliam yapar gibi masum insanları öldürüyor; ama bir devletin de gıkı çıkmıyor. Dünya barışını sağlamak için bir el uzatan olmuyor. Aksine iki devlet bir savaşa girecek olsa, diğer ülkeler onları barıştırmak, arayı bulmak yerine hemen o devletlerden birine taraf olup kendileri de bir nebze olsa nemalanmak istiyorlar. Böylece iki devlet arasında yaşanacak küçük bir savaş, çok daha büyük bir savaşa dönüyor ve bu durumda nice canlar gidiyor.
Barış, insan mutluluğu için en önemli kavramdır. Barışın egemen olduğu bir yerde zaten sevgi ve saygı da vardır. Böyle bir ortamda insanlar birbirine karşı saygı duyar, sevgi besler, birbirine her konuda yardımcı olur. Aksi durumda ise kin, nefret ve ölüm vardır. Ne yazık ki bu kin ve nefretler bir gün bizi de bulacak ve bizi de ölüme yollayacaktır. Bir an önce harekete geçip barışı sağlamalıyız.
Çok şükür ki ülkemiz, her zaman barıştan yana olmuştur. Herhangi bir ülke bize saldırmadığı, haklarımı ihlal etmediği sürece kimseye dokunmamışızdır. Bunda, Atatürk’ün de önemli bir rolu vardır. Atatürk, düşmanları yurdumuzdan kovduktan sonra, çok büyük bir gereklilik olmadıkça savaşlara olumlu bakmamıştır. ‘’Yurtta sulh, cihanda sulh.’’ yani ‘’Yurtta barış, dünyada barış.’’ diyerek barışın önemini vurgulamış ve artık devlet meselelerini masada halletmeyi tercih etmiştir.
Bizlere düşen de ulu önderimizin bu düşüncesini veya dileğini her an yaşatmak ve barışı sağlamaktır. Her birimiz elimizden geleni yaptığımız takdirde istediğimiz barış ortamı da er veya geç sağlanacaktır.