/>
Hamas’ın İsrail’e yönelik Aksa Tufanı operasyonunda İran’ın parmağı olduğuna yönelik iddiaların ardı arkası kesilmiyor. Konuya ilişkin detaylı bir analiz hazırlayan ABD merkezli Wall Street Journal gazetesi, İranlı güvenlik yetkililerinin, operasyonun planlanmasında Hamas’a yardımcı olduklarını ve kararın İran Devrim Muhafızları subaylarının, Hamas ve Hizbullah dahil İran destekli 4 militan grubun temsilcileriyle bir araya geldiği toplantıda alındığını öne sürdü.
ABD merkezli Wall Street Journal (WSJ) gazetesi, Hamas ve Hizbullah’ın üst düzey üyelerine dayandırdığı haberinde, İranlı güvenlik yetkililerinin, sürpriz saldırının planlanmasında yardımcı olduğunu ve son onayı verdiğini öne sürdü.
BEYRUT’TA 4 MİLİTAN GRUBU BİR ARAYA GELDİ
Söz konusu habere göre, operasyonun ayrıntıları, Beyrut’ta İran Devrim Muhafızları subaylarının, Hamas ve Hizbullah dahil İran destekli 4 militan grubun temsilcileriyle bir araya geldiği toplantılarda belirlendi.
“SON TOPLANTIDA OPERASYONA YEŞİL IŞIK YAKILDI”
Gazete, “İranlı güvenlik yetkilileri, Hamas’ın İsrail’e yönelik saldırısının planlanmasına yardımcı oldu ve Lübnan’ın başkenti Beyrut’taki son toplantıda da bu operasyona yeşil ışık yaktı” ifadelerine yer verdi.
“KOMPLEKS BİR OPERASYON TASARLANDI”
Devrim Muhafızları Ordusu’nun, Hamas saldırısının planlanması ve hayata geçirilmesine önemli rol oynadığını iddia eden ABD merkezli gazete, ordu yetkililerinin Ağustos ayından bu yana Hamas’la iş birliği içerisinde hava, kara ve deniz saldırılarını da kapsayan kompleks bir operasyon tasarladığını yazdı.
HAMAS SÖZCÜSÜ: İRAN’DAN DOĞRUDAN DESTEK ALDIK
Hamas Sözcüsü Gazi Hamad da, İngiliz yayın kuruluşu BBC’ye, Hamas’ın operasyon için İran’dan doğrudan destek aldığını söylemişti. Hamad diğer ülkelerin de Hamas’a yardım ettiğini söylemiş; ancak bu ülkelerin isimlerini vermemişti.
BLINKEN: TAHRAN’IN SALDIRIYI YÖNETTİĞİNE DAİR BİR KANIT YOK
Söz konusu iddiaya değinen ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Pazar günü yaptığı açıklamada, Tahran’ın saldırıyı yönettiğine ya da arkasında olduğuna dair somut bir kanıt bulunmadığını söylemişti. Blinken, bununla birlikte İran’ın bu gruplarla uzun süredir var olan ilişkisini de kabul etmişti.